Demeter, Yunan mitolojisinde yer alan bereket, tahıl ve hasat tanrıçasıdır. Roma mitolojisinde kendisine Ceres denilirdi. Ekinleri, bunların içerisinde özellikle buğdayı simgelemektedir. Aynı zamanda anne sevgisini de temsil eder.
Kronos ve Rhea’nın altı çocuğundan ikincisidir. Hestia‘dan sonra doğan tanrıça, diğer tanrı ve tanrıçalara kıyasla önemli bir yere sahiptir. Homeros’un destanlarında kendisinden “Güzel Saçlı Kraliçe” ya da “Güzel Örgülü Demeter” diye bahsedilir.
Tasvirlerinde genellikle baygın bakışlıdır. Saçları bazen omuzlarına dökülerek tasvir edilir bazende kıvırcık veya örgülü olarak tasvir edilmiştir. Sağ elinde buğday başağı, sol elinde ise meşale vardır.
Genellikle başı bir örtüyle kapalıdır ya da saçı açık, başında diadem ile tasvir edilir. Bazı tasvirlerinde ise oturur bir şekilde betimlenmiştir.
İnsanlar çoğu zaman bazı tanrıların kendilerine faydalı olacağına inanmazdı. Çünkü bir çok tanrı kendilerini düşünerek bencilce hareketler etmiş, diğer tanrılara ve insanlara zarar vermişti. İnsanlar hepsinin serüvenini keyifle dinleseler de zararlı olmadıkları zamanlarda bile güvenilmez olduklarını düşünmüşlerdir.
Bu açıdan bakıldığında o insanlığın en yakın arkadaşı olarak görülürdü. Bunun sebebi kutsanmasının önemli olmasına dayanmaktaydı. Bereket ve tahıl tanrıçası olduğu için insanlar gerekli olan yiyeceği sağlamak adına ona bel bağlıyordu.
Ayrıca yok etme ve yaratma gücüne sahip olduğundan insanlar onu hoş tutmak istiyordu. İnsanlığın ihtiyaçları doğrultusunda onlarla yakın ilişki içerisinde olan bir tanrıçaydı.
Aşkları ve Çocukları
Bereket Tanrıçası hiç evlenmemiş bir tanrıça olarak bilinir. Lakin kardeşi Hestia gibi bakire olarak da kalmamıştır. Bereket Tanrıçası’nın ilk aşkı tanrılar tanrısı Zeus’tur. Bu ikilinin ilişkisinden Persephone isimli bir kızları ve Iacchus isimli bir oğulları olmuştur. Persephone, Demeter kültünde büyük bir öneme sahiptir. Iacchus ise Eleusis Gizemleri’nde yer alan alt düzey bir tanrıdır.
Bereket Tanrıçasının bir sonraki aşkı Iasion’dur. Onu bir düğüne katıldığı sırada görmüştür ve ikisi de birbirlerine aşık olmuştur. İkilinin birlikteliğini öğrenen Zeus öfkelenerek Iasion’a yıldırım atmış ve onun ölmesine sebep olmuştur. Bazı kaynaklarda ise Zeus’un onu sakat bıraktığı söylenir. Demeter ve İasion’un iki oğulları olur. Plutus ve Philomelus.
Plutus’ın adı servet anlamına gelir ve bereketli harmanların koruyucusu olarak bilinir. Bazı kaynaklara göre Zeus’un onu kör ettiği söylenir. Philomelus ise bir çiftçi olarak tarlasında çalışır. Sabanı icat ettiği ileri sürülür. Öldükten sonra ise çoban yıldızına dönüştürülmüştür.
Bereket Tanrıçasının bir diğer birlikteliği Poseidon ile olmuştur. Bu birliktelik Bereket Tanrıçası’nın aşık olmasıyla gerçekleşmemiştir. Hera’nın aklını çelmesi üzerine Poseidon, kız kardeşi Demeter’le birlikte olmak ister. Bereket Tanrıçası onun niyetini anlayınca şekil değiştirerek bir kısrağa dönüşür.
Bunun üzerine Poseidon’da bir aygıra dönüşür ve birlikte olurlar. Bu birliktelikten Despoina isimli bir orman perisi ve Arion isimli büyülü bir at doğduğu bilinmektedir.
Poseidon’un bu hain saldırısına öfkelenen Bereket Tanrıçası’na bu öfkesinden dolayı korkunç Gorgo’nun lakabı verilmiştir. Demeter Erinye ve Demeter Lousia olarak anılmaya başlanmıştır. Efsaneye göre Ladon ırmağında yıkanarak bu öfkesinden kurtulmuş ve eski haline dönmüştür.
Persephone’nin Kaçırılması
Tanrıçanın adı mevsimleri simgeleyen ünlü bir efsanede geçmektedir. Bu efsane Yunan dünyasının daha çok buğday üreten bölgelerinde gerçekleşmiş ve tutunmuştur. En çok tapıldığı yerler Eleusis ve Sicilya ovalarıdır, ancak tapınımına Girit, Trakya ve Peloponnesos’ta rastlanır.
Demeter tapınımında ve efsanede kızından ayrılmaz. Hatta bazı zamanlar onlara “İki Tanrıça” bile denilirdi. Persephone’nin yer altının tanrısı Hades tarafından kaçırılması Demeter kültünün merkezinde yer alır ve tapınmanın ana temasını oluşturur.
Efsaneye göre Persephone Sicilya’da orman perileriyle birlikte çiçek toplarken bir nergis görmüş ve onu koparmak için uzaklaşmıştır. Bu sırada Hades büyük bir gürültüyle yeri yarmış ve arabasıyla dışarı çıkarak Persephone’yi yakaladığı gibi yer altı dünyasına götürmüştür.
Persephone yer altına inerken o kadar çok ağlamıştır ki annesi onun sesini duyduktan sonra her yerde kızını aramaya başlamıştır. Tanrıça kızını bulmak uğruna elinde büyük bir meşale ile bütün dünyayı dolaşmış, ancak ona dair hiçbir iz bulamamıştır. Dokuz gün dokuz gece boyunca yemek yememiş, yıkanmamış ve uyumamıştır.
Demeter onuncu günde tanrıçalardan Hekate ile karşılaşmıştır. Persephone’nin olayını duyan Hekate onu her şeyi gören ve her şeyi bilen Güneş Tanrısı Helios’un yanına götürmüştür.
Helios gökyüzünden geçerken aşağıda olan her şeyi görmekteydi. Persephone’nin kaçırılmasını da görmüştü ve bunu bütün detayları ile Tanrıça’ya anlatmıştı.
Duydukları üzerine öfke, acı ve üzüntüye boğulmuştur. İçinde hissettiği bu acıyla Olympos’u ve tanrıça görevlerini terk etmiştir. Tanrıça’nın ilgisinden mahrum kalan dünyada kıtlık ve açlık başlamıştır.
Demeter – Acılı Bir Anne
Acılar içerisinde Olympos’tan ayrıldıktan sonra kılık değiştirerek pek çok yeri gezmiştir. Bazı yerlerde iyi karşılanmış bazı yerde ise kendisiyle alay edilmiştir. Onun üzüntü içerisinde geçirdiği gezilerinden en önemlisi Eleusis’te yaşananlardır.
Eleusis’te Geçen Günler
Demeter, Eleusis’te yaşlı bir kadın kılığına girerek bir kuyunun yanında mola verdi. Kuyudan su çeken bir kız kendisini görüp haline üzülerek onu evine davet etti. Kızın konukseverliğine memnun olan Tanrıça hiç tereddütsüz onu takip etti. Kralın sarayına giden Demeter, kral ve kraliçe tarafından oldukça iyi karşılandı.
Tanrıça sarayda kaldığı süre içerisinde kral ve kraliçenin oğlu Demophon ile ilgilendi. Onu sevdi, besledi ve büyütmek istediğini annesine iletti. Kraliçe Metanira bebeğiyle ilgilenen bu yaşlı kadından memnun kaldı ve onun isteğini kırmayarak oğlunu ona emanet etti.
Tanrıça kızının acısını bir tek Demophon ile ilgilendiği zamanlarda unutuyordu. Küçük bebeği ambrosia ve nektarla besliyor, vücuduna değişik yağlar sürüyor ve geceleri onu ateşe yatırıyordu. Tanrıça’nın amacı onu ölümsüz kılmaktı.
Kraliçe Metanira bir gece huzursuzlanarak bebeğini kontrol etmek istedi. Bebeğinin ateşlerin içerisinde olduğunu görünce korku ve panikle büyük bir tepki verdi. Bunun üzerine Tanrıça, işine karışılmasına sinirlenerek bebeği yere attı ve gerçek kimliğini ortaya çıkardı.
Yaşlı kadının ışıltılı bir tanrıçaya dönüşmesini gören Metanira büyük bir şaşkınlık ve pişmanlık yaşar. Tanrıça ona bebeği ölümsüz kılmak istediği için bunu yaptığını açıklayarak ona öfkeli olduğunu belirtir ve kendisine müdahale edildiği için bebeği ölümlü olarak bırakır.
Eleusis’li Triptolemos
Demeter’in kültünde yer alan bir diğer önemli kişide Eleusis’li Triptolemos’tur. Kral Celeus ve kraliçe Metanira’nın diğer oğullarıdır. Triptolemos aynı zamanda Demeter’in evlatlık oğlu olarak bilinir.
Triptolemos kanatları bulunan sihirli bir arabayla dünyayı dolaşarak insanlara tarla bakımını ve Demeter tapınımını öğretmiştir. Demeter, kraliçenin kendisine yaptığı saygısızlıktan sonra Eleusis şehrine karşı öfke duymaya başlamıştır.
Bunun üzerine kral ve kraliçe halka durumu bildirmiş ve onun için şehirlerinde tapınak inşa etmişlerdir. Demeter inşa edilen tapınakta kızı yanına gelene kadar inzivaya çekilmiştir.
Persephone’nin Dönüşü
Tanrıça neredeyse bir yıl boyunca tanrısal görevlerini ihmal eder. Bunun üzerine Zeus artık duruma müdahale etmesi gerektiğine karar verir. Zira bu durum bir süre daha böyle devam ederse insanlık açlıktan ölecek konuma gelecektir.
Zeus, onu ikna etmeleri için ona haberciler gönderir, fakat o kimseyi dinlememekte kararlıdır. Kızını görene kadar toprak, insanlara hiçbir şey vermeyecektir. O kendisinden bekleneni ancak kızı yanına gelince yapacağını söyler.
Bereket Tanrıçası’ndan gelen olumsuz cevap karşısında Zeus başka çaresinin kalmadığını anlar. Tanrılar arasından Hermes’i yer altına göndererek Hades’e bir haber gönderir. Zeus, insanlığın iyiliği ve Tanrıça’nın mutluluğu için kızını geri ister.
Hades, gelen haber karşısında bir şey yapamayacağının farkına varır. Zeus ile yaptığı gizli anlaşma Demeter’in insanları açlığa mahkum etmesi yüzünden son bulur.
Hades, Persephone’nin gitmesine kolaylıkla izin verir. Çünkü Persephone kendisine sunulan nar tanelerinden yemiştir. “Ölüler ülkesinde bir şeyler yiyenlerin yeryüzüne geri dönmeleri yasaktır.” yasası Persephone’nin geri dönüşünü kesinleştirmişti. İşte bu yüzden Hades onu yeryüzüne göndermek konusunda oldukça rahattı.
Persephone, Hermes ile birlikte yeryüzüne çıkıp annesine kavuştuğunda ikisi de ağlayarak birbirlerine sarıldılar. Birbirlerinden ayrı geçirdikleri günlerden bahsederken Persephone yemiş olduğu nar tanesini de annesine anlatmıştır. Tanrıça kızının yeniden yer altına gideceğini anlayınca tekrardan üzüntüye boğulmuştur.
Bu durumdan haberdar olan Zeus’ta iki tarafı memnun edecek bir karar alır. Persephone yılın belirli aylarında Hades’le birlikte yer altında kalarak ölülerin kraliçesi olacak, diğer aylarda ise annesiyle birlikte yeryüzüne olacaktır. Persephone’nin yeryüzüne gelişine sevinen Tanrıça toprağı çiçekler ve ekinlerle kaplar, gittiğinde ise onları soldururdu.
Persephone’nin yaşamı Yunan mitolojisinde iklimler açısından belirleyici rol oynamıştır.
Demeter ve Eleusis Gizemleri
Eleusis şehri konum olarak Attika, Boiotia ve Peleponnesos bölgelerini birleştiren ticaret yolunun üzerinde ve Atina şehrinin 22 km. batısında yer alır.
Eleusis Gizemleri hakkında yazılan en eski kaynaklar Homeros’a aittir. Demeter’e Övgüler kısmı bizlere hem tanrıça hakkında hemde kızı Persephone hakkında bilgiler verir. Ayrıca Demeter tapınması hakkında bize önemli bilgiler de vermektedir.
Eleusis Gizemleri, eski Yunanistan’da yapılan pek çok tapınma içerisinde en özel olanıdır. Bereket Tanrıçası ve Persephone adına her yıl hasat zamanı yapılmaktaydı. İlk başlarda tören son derece basitti. Yeni buğdaydan pişen ilk ekmek bölünerek ve tanrıçaya dualar edilerek yenilirdi. Bu basit tören sonraları değişerek gizemli bir hal almıştır.
Eleusis törenleri kapsamında Bereket Tanrıçası ve kızı Persephone adına sekiz büyük bayram vardı. Proerosia, Thesmophoria, Haloa, Khloaia, Mikra Mysteria (Küçük Gizemler), Thargelia (Harman), Skira ve Makra Mysteria (Büyük Gizemler).
Mikra Mysteria’lar genellikle ilkbaharda gerçekleşirdi. Bazı kaynaklara göre Şubat ayında gerçekleşmiştir. Bu törenler Atina’nın dışında Agrae’de düzenlenmiştir.
Bir Mystagogos (rahip) tarafından gerçekleşen törenler iki tanrıçanın mitinin bazı bölümlerinin yeniden canlandırılmasıyla gerçekleşir. Oruç, arınma ve kurban törenleri gibi bölümlerden oluşur. Mikra Mysteria’ya aynı zamanda Persephone Gizemleri denilir. Mikra Mysteria’lar, Makra Mysteria’lara hazırlık niteliği taşımaktadır.
Thesmophoria Bayramı
Thesmophoria bayramı Demeter’in sıfatı olan Thesmophoros’dan gelmektedir. Thesmophoria bayramı, ekin ekme zamanı olan Pyanopsion (Ekim-Kasım) ayının 9’u ile 13’ü arasında beş gün süren kutlamalarla gerçekleşmiştir.
Bu kutlamalara yalnızca kadınlar katılmaktaydı. O, ilk dönemlerinde kadınlar için yasaları koyan kişi olarak anıldığından bu bayram evlenme ve anneliğe hazırlık kutlamasıydı.
Kutlamalar süresince kadınlar Persephone’nin çiçek toplarken kaçırılmasından dolayı başlarına çiçek takmaz, Hades’in onu bir nar tanesiyle kandırdığı için nar yemezlerdi. Bu durum arınma mantığından yola çıkarak yapılan bir eylemdir.
Bayram kutlamalarına katılan kadınların bir araya gelişi hakkında net bir bilgi yoktur. Bu kadınların bulundukları toplumda yüksek statüde oldukları antik dönem yazarları tarafından belirtilmiştir.
Haloa Bayramı
Haloa bayramı sadece Eleusis’te kutlanan bir bayramdır. Kış mevsiminin ortasında (Aralık-Ocak) Bereket Tanrıçası ve kızı Persephone onuruna düzenlenmiştir. Yunanca, “meyve bahçesi” anlamına gelmektedir.
Bu bayram verimliliği ve doğurganlığı ifade eder. Nar meyvesi Thesmophoria kutlamalarında yenilmezken, Haloa bayramında yenilmesinde bir sakınca yoktur. Çünkü nar aynı zamanda bereketin sembolüdür.
Bu bayramın amacı toprağın kış ayında kaybettiği bereketini canlandırmaktır.
Skira Bayramı
Skira bayramı yaz aylarında (Haziran-Temmuz) kutlanan bir bayram idi. Kadınlar tarafından gizli bir tören gerçekleştirilmekteydi. Kadınların icra ettikleri bu gizli tören, yeryüzünün bereketi ve Persephone’nin kaçırılışı ve dönüşü efsanesiyle ilişkiliydi.
Makra Mysteria
Büyük bayram beş yılda bir Eylül ayında gelir ve dokuz gün sürerdi. (Tarihler her kaynakta farklılık gösterir.) Kutsal günlerde bütün işler bir kenara bırakılır, şarkılar söylenir ve oyunlar oynanırdı.
Bu bayramın amacı Demeter’i ve Persephone’yi anlamaktan geçiyordu. Genç kızların kadınlığa hazırlanması, olgunlaşması açısından önem taşıyan bu bayram sayesinde kadınlar tanrıçalarla ile aralarında bir bağ kurardı.
Törene katılan kadınlar kimseye bir şey anlatmamak için yemin ederlerdi. Bu sebeple törenlerde tam olarak nelerin yapıldığı bilinmemektedir. Ancak bu törenlerin ruhsal olarak yeniden doğma ve kişinin tüm varlığının yeniden yapılanması anlamı taşıdığı düşünülür.