Ultimate magazine theme for WordPress.

Kırgızistan – Eğitim, Kültür ve Sanat

0 403

Dağlık arazide göçebe hayatı yaşayan, hayvancılık ve tarımla geçinen Kırgızlar arasında eğitim ve kültür faaliyetleri çarlık döneminde zayıftı. Bununla beraber bir rivayete göre on iki hayvanlı takvimi ilk kullanan Türkler olan Kırgızlar aynı zamanda bu takvimin mûcidi idiler. Ayrıca okuma yazma oranı yüksekti ve bilhassa Kur’an öğretilen okullar yaygındı. Yüksek sınıf ve zenginler tahsillerini Kazan ve Özbek medreselerinde yaparlardı. XX. yüzyılın başlarında mektep ve medreselerin sayısı arttırılmıştır. Buna rağmen Kırgızistan’da istenen eğitim seviyesine ulaşılamamasının en önemli sebebi Ruslar’ın uyguladığı eğitim politikasıdır.

Rus eğitim sistemi çerçevesinde Rus-Kırgız okullarında Kırgız çocukları Nikolay İlminski’nin önderliğinde Rusça eğitim görmeye ve dinden uzaklaştırılmaya çalışıldı. Onun 1896’da ölümünden sonra Rus okullarına tepki gösteren Kırgız Türkleri arasında millî eğitim faaliyetleri oldukça gecikti. Nitekim Kırgızistan’da yedi yıllık ilkokul mecburiyeti 1934’te konulmuş, kız çocuklarını bu okullarda okutma mecburiyeti ise 1950’lerde gerçekleşmiştir. Kırgızistan İlimler Akademisi 1954’te kurulmuştur. 1971-1972 istatistiklerine göre Kırgızistan’daki ilköğretim kurumlarının sayısı 1810 olup bu okullara 1 milyon civarında öğrenci devam ediyordu. Çeşitli dallarda eğitim veren orta dereceli okul sayısı otuz altı olup buralarda 42.000 civarında öğrenci okuyordu. Kırgız Devlet Üniversitesi, çeşitli dallarda eğitim veren Bişkek Tarım, Sağlık, Politeknik ve Pedagoji enstitüleriyle Spor Akademisi, Oş Politeknik Enstitüsü başlıca yüksek öğretim kurumlarıdır. 1971’de bu kurumlarda yaklaşık 50.000 talebe eğitim görmüştür.

1923 yılında bazı işaretlerin ilâvesiyle Arap alfabesini alan Kırgızlar 1928’den sonra Latin, 1941’den itibaren de Kiril alfabesini kabul etmişlerdir. Bağımsız Kırgızistan Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra diğer Türk cumhuriyetleri gibi tekrar Latin alfabesinin kullanılması yolunda çalışmalar yapılmaktadır. Kırgızistan’da 1924’te 457 ilkokul ve iki ortaokul varken 1935’te bu sayı 1562 ve 106’ya yükselmiştir. Aynı yıl içinde kırk civarında gazete ile 124 eser neşredilmiştir.

Türkçe’nin kuzeybatı grubuna dahil olan Kırgızca Kazakça’ya yakın bir dildir. Kıpçak lehçeleri arasında yer alır ve Aral-Hazar grubuna girer. Kırgızistan Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra açılan ve sayıları gittikçe artan okullarda Kazan ve Özbek Türkçesi’nin yerini alan Kırgız lehçesi kendi içinde Kuzey ve Güney Kırgızca diye iki gruba ayrılır.

Yakın zamanlara kadar şifahî olarak devam eden Kırgız edebiyatı özellikle kahramanlık destanları, halk türküleri, atasözleri, bilmeceler ve çeşitli hikâyelerle kendini gösterir. “İrci” veya “akin” denilen halk ozanlarının büyük itibarı vardır. Bunların en meşhur temsilcileri Toğolok Moldo takma adıyla bilinen Bayimbet Abdurrahman Olu, Toktogul Satılganov, İsak Saibekov ve T. Talkanbayev’dir. Türk destan edebiyatının en güzel örnekleri arasında yer alan Manas müslüman Kırgızlar’la gayri müslimler, özellikle de Kalmuklar arasındaki mücadeleleri anlatır. İslâmiyet’in Türk halkına söylettiği ilk büyük destan olan ve eski Türk inanışından da izler taşıyan Manas zamanla Orta Asya Türkleri’nin ortak destanı olmuştur.

Kırgız yazılı edebiyatının ilk örnekleri, Orta Asya’daki diğer Türk boylarına göre geç bir dönem olan XX. yüzyılın ilk çeyreği içinde kaleme alınmıştır. Kırgızca basılan ilk eser, Kılıç Mamurkan’ın 1911 yılında yayımlanan Zelzele adlı kitabıdır. 1913’te Esenkalı Arabay Kırgızlar için bir alfabe düzenlemiştir. Aynı yıl Osman Saduk’un ve 1914’te Manap Sabdan’ın Kırgız Tarihi adlı eserleri neşredilmiştir.

Rus istilâsı öncesi ve sonrası şairlerinde genellikle ümitsizlik duygusu hâkimdir. Fakat zamanla kabile hayatı yerine millî cemiyet ve devlet mefhumunun geçmesiyle Sadık Karaç, Cıdık ve Kasım Tınıstan gibi milliyetçi şairler yetişmiştir. Bu şairlerin ortak ideali Kırgız ve Kazaklar’ın, düşmanlarına karşı birleşmesiydi. 1924’te ilk Kırgızca gazetenin neşrinden sonra Kırgız edebiyatı hızlı bir gelişme kaydetmiştir. Kasım Tınıstan, Kırgız millî eğitiminde önemli hizmetlerde bulunmuş, çeşitli ders kitapları hazırlayarak Kırgızca’nın okul dili haline gelmesine çalışmıştır.

Bu dönemde Tokombay’ın Kanlı Yıllar adlı manzum eseriyle Turusbek’in ilk müzikal dramı 1916 yılı Kırgız ayaklanmasını tasvir eder. Yine Tokombay’ın ve Elebay’ın köy hayatını ele alan romanları Kırgız millî edebiyatının ilk örneklerindendir. Nesrin ilk temsilcilerinden T. Sıdıkbekov Zamanımızın İnsanları adlı romanıyla 1949’da ödül almıştır. Sıdıkbekov’un Rus edebiyatından tercümeleri de vardır. Lenin ödülüne lâyık görülen ünlü Kırgız yazarı Cengiz Aytmatov’un roman ve hikâyelerinin çoğu Türkiye Türkçesi’ne çevrilmiştir.

Kırgız mûsikisi sözlü halk edebiyatına bağlı olarak gelişmiştir. En çok kullanılan müzik aletleri kamuş, kiyek, surnay, çoor idi. Ünlü mûsikişinas Maldıbay’ın altmış civarında bestesi vardır. 1926’da açılan tiyatro stüdyosu dört yıl sonra devlet tiyatrosu olmuş ve burada birçok Kırgızca piyesi oynanmıştır. Kırgız sanatının en güzel örnekleri halı ve keçe gibi el işlerinde görülür. Son zamanlarda Aytuy ve Akılbek gibi Kırgız ressamları da yetişmiştir. Kırgız mimarisinin en güzel örnekleri ise Talas (Evliyaata) vadisindeki Er Manas’a ait olanlardır.

Kaynak Yazar: Mehmet Sayar - KIRGIZİSTAN
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku