Ultimate magazine theme for WordPress.

Ahmet Gazi Ayhan

0 266

Doğum Tarihi: 5 Mart 1921, Kayseri
Ölüm Tarihi: 9 Şubat 1987, İstanbul

Türk Halk Musıkimizin gelişmesinde çok değerli mahalli âşıklarımız yanında, olağanüstü yetenekleri olan mahalli sanatçılarımızın da büyük etkisi vardır.

Kayseri, Anadolu’da Müslüman Türk’ün ilk başkentlerindendir. Bu bakımdan köklü bir kültürel geçmişi vardır. Milletimizin dini ve sosyal hayat hikayesi   türkülerimizde gizlidir. Bir değerli yazarımızın çok değerli bir deyişiyle “Türk’ün romanı türkülerimizdir.” der.

Kayseri sadece ulemaları ile değil, aynı zamanda âşıkları, müzisyenleri ile de meşhurdur. Son 40 yıl içerisinde bilimsel metotlarla Halk musikisine yaklaştığımız zaman bu konuda Kayseri’nin musıki dünyasının ne kadar zengin olduğu görülür. Yakın zamana   kültürü oluşturan Kapadokya ve Kayseri coğrafyasında Türk edebiyatına imza atmış nice âşıklarımız içerisinde Karacoğlan, Dadaloğlu ve Develi’li Seyrânî; türkülerimize kaynaklık, icra  ve taşıyıcı görevi de üstlenen  değerlerimiz de vardır. Hemen aklımıza gelenleri şöyle özetleyebiliriz: Bünyan’dan Adnan Türközü, Zekeriya Bozdağ, Develi’den Yusuf Dağdelen (Seyrânî Hoca) yanında, uzun yıllar Kayseri’ye bağlı kalan Ürgüp’ten de Refik Başaran ile Avanoslu Selahattin   haklı bir şöhreti yakalayan değerlerimizdir. Bugün taşıyıcılar tarafından hem kendileri ve hem de nice sanatçılarımız türkülerimizi unutulmaktan kurtarıp plaklar kanalıyla Türkiye’mizde “Kayseri tavrı”nı yaygınlaştırmışlar ve bu konuda  ekol olmuşlardır.

Şüphesiz Kayseri türküleri denildiği zaman aklımıza gelen ve son derece haklı bir  şöhreti olan, çok yönlü sanatçımız Ahmet Gazi Ayhan‘dır.

A. Gazi Ayhan 5 Mart 1921 yılında fakir bir ailenin çocuğu olarak Endürlük’te doğmuş ve fakat Akçakaya’da çocukluğu geçmiştir. Annesinin adı Hanım, babasının adı ise Mehmet’tir. 1924 yılında babası Mehmet ölünce annesinin köyü olan Akçakaya’ya taşınmış ve İlkokulu Zencidere’de okumuştur. Bu yıllarda kendi kendine kaval çalmayı öğrendi. Ailenin tek çocuğu olan Ayhan, ilkokulda okurken üvey babasının bakkal dükkanında çalıştı.

Hayatının en sıkıntılı günlerini çocukluk yıllarında yaşayan Ayhan, 9-10 yaşlarındayken, komşuları olan Hacı Ömer Sabancı’nın önerisiyle çalışmak üzere Adana’ya gitti. Fakat Çırçır Fabrikası’ndaki bu tür işlerin kendine uygun olmadığını da görerek Kayseri’ye döndü.

İlk gençlik yıllarında fırın çıraklığında, marangozlukta, saat tamirciliğinde ve daha birçok işlerde çalıştı. Aynı dönemde amcasının hediye ettiği sazla kendi kendine bir çok ezgiyi çalmayı öğrendi.

Askerlik çağına geldiğinde II. Dünya Savaşı çıkmıştı. Kahramanmaraş ve Konya’da 4 yıl askerlik yaptı. Ayhan askerliği döneminde Konya’nın tüm türkülerini ve Konya’nın kendine has saz çalışını (Konya Tavrı) öğrenerek kendini geliştirdi. Askerlik dönüşü D.D.Y. Marangoz Atölyesi’nde çalışmaya başladı.

Bu yıllarda Ankara Radyosu sanatçılarından Yıldız (Ayhan) Hanımla evlendi. Bir vesile merhum hakkında eşi Yıldız Hanım: “Vallahi, ben ikinciyim ama ne önünü ve ne de sonunu bilemiyorum” diyerek eşinin mizacını belirtmesi anlamlıdır. Birlikte çok güzel bir ikili oluşturan Ayhanlar, yurdumuzun her yanında sayısız konserler verdiler.

Yurt içinde ve dışında pek çok fuar ve festivale katıldı. 1951’de Milli Oyun ve Türküler Festivali’nde ödül kazandı. Aynı yıl 12. Milletlerarası Müsteşrikler Kongresi’nde de birincilik madalyası aldı. Ahmet Gazi Ayhan 9 Şubat 1987 yılında vefat etmiş, Zincirlikuyu Mezarlığı’na defn edilmiştir.

Çok küçük yaşta tahta kaşığı at kılı bağlayarak saz çalmaya başlamış ve saz çalmayı ona öğreten hiç kimse olmamıştır bu büyük kabiliyeti babasından almış olan sanatçının annesi ise köyün mevlüt okuyucularındanmış.

İnce sesleri zenginleştirmek için sazların göğsüne doğru perde koyarak sazın daha çok ses vermesini sağlayan Ahmet Gazi Ayhan müzik kabiliyetini yüksek bir saz virtüözü olmuştur.

Kavaldan, Orgdan başlayıp klarnete kadar nefesli sazlara kadar, bağlamadan başlayıp tanbura ve uda kadar telli sazları büyük ustalıkla çalabilen nadir sanatçılardandır. Zaman zaman şarkı formunu denemeleri de bu yöndeki ustalığına bağlıyabiliriz:

“Neyleyim neyleyim ben böyle yâri”

“Doktor civanım”

“Sevdaya koşanlar çabuk yorulur”

Adlı şarkılar bunlardandır. Ancak çok iyi biliyoruz ki A. Gazi Ayhan‘ın en tercih ettiği saz  bağlamadır. Eşi Yıldız Hanım’dan öğreniyoruz ki sahne hayatında kullandığı altı değişik sazı vardır. Bunlardan biri de Kayseri Büyükşehir Belediyesi Konservatuvar’ındadır.

Şüphesiz çalıp söylediği türkü repertuvarında besteleri, derlediği Kayseri türküleri yanında Orta Anadolu türküleri de büyük yer tutar. Derlediği türküler içinde şunlar vardır:

Türk Halk Müziği’nde pek çok derlemeler yapmıştır. Kayseri’ye, Akçakoca’ya, bahçesine, Erciyes Dağına ve avcılığa tutkun olan Ahmet Gazi Ayhan her zaman yaşadığı coğrafyanın özlemini ve hasretini çekmiştir. Unutmadığı pek çok anılarını sahne aldığında anlatmaktan zevk almıştır.

1945’te Ankara Radyosu Türk Halk Müziği Topluluğu’na bağlama sanatçısı olarak katıldı. Orta Anadolu ve özellikle Kayseri türkülerini en iyi icra eden sanatçılardandır. Bağlama sanatçısı olmakla birlikte çalıp söylemedeki icrası da dikkat çekicidir.

  1. Atım kalk gidelim Halephane’den
  2. Gesi Bağları,
  3. Germir Bağları,
  4. Derevenk Dağı,
  5. Bad-ı Saba,
  6. Ağam İstanbul’u mesken mi tuttun,
  7. Karaçadır İsmi Tutar,
  8. Tahta Kurusu,
  9. Kayseri Develisi,
  10. Kılıbıklar vs. Bunlardandır.

Nitekim bu derleyip Radyo repertuarına kazandırdığı “Lambaya Püf De”, “Doktor doktor civanım” gibi mizahi türküler yanında daha bir çok kendi besteleri de vardır.

Kendisi uzun zaman âşıklarla ve saz şairleriyle birlikteliği vardır. Bu bakımdan özellikle popüler ve mizahi türkülerinin büyük bir kısmı bu yeteneğinin bir getirisidir. Şahsen gazinolarda kendisinden dinlediğim türkülerin çoğu aynı türkü olmasına rağmen değiştirerek veya eklemeler yaparak okumuştur.

Bu değerli sanatçımız emeklerini çeşitli plaklara okuyarak müzik arşivimize kazandırmıştır. Çalıştığı müzik şirketleriOdeon Müzik YapımcılıkTT InternationalIrem Emre Müzik gibi müzik evleri  bu kazanımda büyük rol oynamışlardır.

1945’te Ankara Radyosu Türk Halk Müziği Topluluğu’na bağlama sanatçısı olarak katıldı. Orta Anadolu ve özellikle Kayseri türkülerini en iyi icra eden sanatçılardandır. Bağlama sanatçısı olmakla birlikte çalıp söylemedeki icrası da dikkat çekicidir.

Dört yıl “Yurttan Sesler” korosunda görev yaptı. 1950 yılında serbest çalışmak için Ankara Radyosu’ndan ayrıldı. Bir süre Kayseri’de kaldıktan sonra 1954 yılında yeniden Radyodaki görevine döndü.

Görüldüğü gibi A. Gazi Ayhan sahasında haklı bir şöhret kazanmış müzisyendir. Ne acıdır ki bugüne kadar A. Gazi Ayhan hakkında bilimsel bir çalışmaya rastlayamadık. Hem derleyici, hem bestekar ve hem de icracı bir sanatçımıza böyle çalışma hiç de zor değildir. Ahmet Sıvacı arkadaşımızın Büyükşehir Belediyesi’nde aylardır basılmasını beklediği çalışması ne zaman gündeme gelecektir? Hak eden insanlarımıza da vefayı esirgemeyelim, lütfen.

Kaynak Kadir Özdamarlar – Ahmet Gazi Ayhan
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku