Türkmenistan, tam bağımsızlığını henüz 1991 yılında kazanmış bir ülke. Başkenti Aşkabat ise her tarafta anıtların yükseldiği, süt beyazı mermer binaların birbiri ardına sıralandığı ve sokaklarında sigara içmenin yasak olduğu imajıyla ünlü.
Aşkabat, Kara Kum Çölü’nün ortasına kurulan bir başkent. Orta Asya’nın diğer ünlü kentlerine hakim olan mistik ve eski doğu kenti havası yok çünkü her şey yeni. 1948’de yaşanan depremden sonra şehri yeniden inşa etmişler. Çelik gövdeli, cam ve mermer binalar sarmış dört bir yanı. Eski Devlet Başkanı Saparmurat Türkmenbaşı vatandaşlarına “Size bembeyaz bir kent inşa edeceğim” diye söz vermiş. O sözü tutmak için süt beyazı mermerlerle inşa edilen binalar var her yerde. İçinde damar bulunmadığı için alacalı renge sahip olmayan mermerler, Türkiye’den ve İtalya’dan getiriliyor. Zaten ülkedeki inşaat sektörü büyük ölçüde Türkiye’ye emanet; hatta ortak yapılan işler öyle çok ki Türkçe Türkmence ve Rusça’tan sonra en çok kullanılan 3 dilden biri haline gelmiş.
Aslında mermeri dış cephede bu kadar çok kullanmak cesaret işi; şehrin gri bir görünüme bürünmesi birkaç sene bile almayabilir. Ama Türkmenistan doğalgaz zengini bir ülke olmasının etkisiyle temiz enerji kullanıyor. Araç sayısı da oldukça az. Hal böyle olunca mermerin beyazlığına gölge düşmüyor.
Tarafsızlık Anıtı
Dünyanın birçok yerinde kahramanlık ve bağımsızlık vurgusunun simgeleştirilmesinin ilk yolu aynı; dev anıtlar dikilmesi. Aşkabat da bir anıtlar şehri. En ünlüsü, ülkenin bağımsızlığının simgesi olan “Tarafsızlık Anıtı.” Türkmenlerin “tagan” adını verdiği ve sağlamlığı simgeleyen üç ayaklı ocaktan esinlenerek tasarlanmış. 3 ayaklı bölümün üzerinde yer alan rölyefler, halkın birlik ve beraberliğini temsil etmek için işlenmiş. 5 ayrı ili simgeleyen yöresel kilim motifleri de dikkat çekiyor. Anıt, Türkmenistan’ın 12 Aralık 1995’te Birleşmiş Milletler nezdinde kabul edilen tarafsızlık statüsünü ölümsüzleştirmek için yapılmış. Yüksekliği 95 metre. Tarafsızlık Müzesi’nin ve seyir terasının yer aldığı anıtın tepe noktasına içerideki asansör ile çıkılabiliyor.
Anayasa Anıtı
Türkmenistan’ın bağımsızlığının 20. yılı için inşa edilen “Anayasa Anıtı” ise yaklaşık 129 bin metrekarelik bir alan üzerine kurulu. Süs havuzlarının yer aldığı yeşil alanlarla çevrili bir girişi var. Üzerinde yer alan Türkmen yıldızları bölümü toplam 27 metre, kulesi ise 91 metre. Bu yükseklikler özellikle seçilmiş çünkü bağımsızlığın ilan edildiği 27.10.1991 tarihini simgeliyor. Anıtın toplam yüksekliği ise 185 metre; bu da anayasanın kabul edildiği 18.05.1992 tarihine işaret ediyor. İçinde toplantı ve konferans salonları, dinlenme bölümleri, müze kısmı ve seyir terasları var.
Efsanevi At Ahalteke
Türkmenistan kültüründe önemli yere sahip olan Ahalteke atları için de bir anıt yapılmış. Ahalteke muhteşem güzelliğe sahip bir at türü; bugünkü İngiliz atlarının 3 soy atasından biri kabul ediliyor. İpeksi görünüşe sahip tüyleri, dik duruşu ve güzel gözleriyle sanki bir peri masalından çıkmışa benziyorlar. Hatta bu at türü Avrupa’ya ilk gittiğinde tüylerini boya zannedip zımparayla çıkarmaya çalışmışlar. Özellikle sarı atlar altın bir heykele benziyor. İlk kez Türkmenistan’da görülen ve yaklaşık 3 bin yıl önce evcilleştirilen ahalteke atları, Manas Destanı’nda ve Dede Korkut hikayelerinde de geçiyor. Aşkabat ’taki “10 Ahal Teke” anıtı da ülkenin simgesi olan bu özel türe atıfla dikilmiş.
Orta Asya’nın En Büyük Camisi
Orta Asya’nın en büyük camisi Aşkabat’taki Kıpçak Köyü’nde yer alıyor. Saparmurat Türkmenbaşı bu köyde doğmuş; 1948’deki depremde annesini bu köyde kaybetmiş. Cami de onun anısına yaptırılmış. Her bir minaresi 91 metre yüksekliğe sahip; ülkenin bağımsızlığını ilan ettiği 1991 yılına atfen özellikle bu ölçü seçilmiş. Yaklaşık 10 bin kişilik kapasiteye sahip ancak bulunduğu konum itibariyle cemaat sayısı birkaç yüzde kalıyor. İlginç olan bir detay da caminin içindeki duvarlara Türkmenbaşı’na ait vecizlerin işlenmiş olması.