Ultimate magazine theme for WordPress.

Taşköprü – Adana

0 471

Adana kentinin en önemli simgelerinden biri olan Taşköprü ikibin yıla yakın geçmişi ile Adana tarihinin en önemli şahididir.

Adana Taş köprü, kentin en önemli simgelerinden biridir. Seyhan ırmağı ile ikiye ayrılan Adana kent merkezinin iki merkez ilçesi Seyhan ve Yüreğir’i birbirine bağlamaktadır. 2000’li yıllarda geçirdiği onarımdan sonra köprü araç trafiğine kapatılmıştır.  Köprü tarihte bir çok isimle anılmıştır. Saros Köprüsü, Justinianus Köprüsü ve en nihayetinde Adana Taş köprü olarak anılmaktadır.

Değişik malzemeler türde malzemeler kullanılarak ve farklı tarihlerde yapım aşamaları geçirmiş olmasına karşılık köprü tüf taşı, mermer ve spolien malzeme kullanılarak inşa edilmiştir. Özellikle köprünün doğu tarafının ilk yapıldığı dönemin özelliklerini hala korumaktadır. Köprü de, dolgu duvar tekniğinin uygulanmıştır.

Köprünün günümüzdeki uzunluğu 310 m.dir. Üzerindeki yol halen parke taş döşemelidir, kaldırımlar dahil genişliği 11,40 cm.dir.

Köprünün üzerinde süsleme elemanı olarak dikkati çeken unsurlar ise köprünün kuzeyinde 11. gözün üzerindeki kemer üzerinde kabartma olarak yapılmış aslan kabartmaları ve bunun dışında ay yıldızlı bayrak, kabartmasıdır.

Evliya Çelebi tabliyenin 550 adım olduğunu belirtir. Evliya’nın, 21 gözlü olduğunu kaydettiği köprünün, 14 büyük kemeri ile 5 küçük tahliye kemeri günümüze ulaşmıştır. Nehir kıyılarının düzenlenmesi sırasında iki tarafın da sahiline dolgu yapılması nedeniyle, baş tarafları toprak altında bırakılan köprü kısalmıştır.

Seyyahların gravürlerinde tabiiye genişliği, iki at arabasının yan yana geçemeyecek genişliğine sahip olduğunu görülmektedir. Yaklaşık olarak en fazla 3 m. olan bu genişlik, 20. yüzyıl başından itibaren arttırılmış olmalıdır. Nitekim bu genişletme çalışmaları sonucunda köprünün mansap tarafına, yeni kemer gözleri ilave edilmiştir. Bu ilavelerin ne zaman yapıldığı konusunda kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak 1948 yılında köprüde Karayolları tarafından geniş çaplı bir onarım yapılmıştır. Bu ilaveler sonrasında köprünün tabiiye genişliği yaklaşık olarak 8.00-8.50 m. arasında değişen genişliğe ulaşmıştır.

Adana’da Türkülere konu olan tabliyenin yol döşemesindeki parke taşları Adana Valisi Süleyman Bahri Paşa (1899-1908) tarafından yaptırılmıştır. Köprünün ortasında Vali Mahmut Paşa tarafından yaptırılan dinlenme köşkü ise sonraki yıllarda yıkılmıştır.

Köprünün kemerlerini taşıyan ayakların bir kısmı zamanın etkisi ile tahrip olmuştur. Ayaklarda farklı türde özellikler dikkati çekmektedir. Özellikle doğuda bosajlı duvar tekniğinin bulunduğu ayakların mansap tarafında kalan kısımlarında ve kısmen menbaa bölümünde basamaklı sel yaranlar ve topuklar görülür. Basamaklı ayak j sistemi köprülerde Roma döneminde görülen bir özelliktir. 15 gözlü olarak yapılmış olan köprünün 6 adet de boşaltma gözü olarak tabir edilen küçük kemerli bölümleri bulunmaktadır. Bu boşaltma kemer gözlerinden batıdan 5 ve 7.si menba tarafından açık iken mansap tarafından doldurularak kapatılmıştır. Köprü de kullanılan kemerlerin hemen hemen hepsi birbirinden farklı ölçülerdedir. Bunun da sebebi köprünün farklı dönemlere ait inşa tekniğinden kaynaklanmaktadır.

Ayakların menbaa tarafında üçgen formlu sel yaranlar bulunmaktadır. Bu sel yaranların genel olarak aynı teknikte yapılmış olmaları, Osmanlı dönemi onarımlarının birisinde tamamen yenilenmiş olmalarının bir sonucudur.

Köprünün Tarihçesi

Taşköprü bugün Adana’da hüküm sürmüş tüm uygarlıkların ilaveleri ve onarımlarını üzerinde taşımaktadır. Köprünün ilk inşa dönemi hakkında kesin olarak bilgi bulunmamakla birlikte, Hitit İmparatoru Hattusili’nin Suriye’ye giderken Adana’dan geçtiği ve şehre bir köprü, yaptırdığı bilinmektedir.  Bununla beraber yapımına dair ilk yazılı kanıt bugün Adana Arkeoloji Müzesi’nde, 1266 Envanter Numarasıyla Taş Eserler Bölümünde sergilenen Grekçe yazılmış kitabedir ve Alman Arkeoloji Enstitüsünde Schneider tarafından çevrilmiştir. Kitabe 12 satırdan ibarettir. Kitabenin yüksekliği; 1.22 cm., genişliği; 93 cm., kalınlığı; 12 cm.’dir. Kitabede şunlar yazılıdır.

“Gerçek şu ki Auxentius, bu mucize senin iktidarının sayesinde oldu. Nehrin kış akıntısı üzerinde, demirlerle bağlanan bir temcide, sarsılmaz sütun olarak inşa edildi. Bunun üzerine geniş bir yolu gerdin. Daha önceleri, tecrübesiz olan çok kişinin çeşitli teşebbüsleri olmuştu. Fakat onların girişimleri Tarsus Çayı’nın dalgaları için bile zayıf olmuştur. Sen ise buradaki köprüyü, kemerlerin üzerinde, ebediyet için kurmuşsun. Ve hatta taşkın nehir dahi bununla ünlü valiye itaat ediyor…”

Bu kitabeye göre köprü Roma İmparatorluğu Döneminde “Auxentios” adlı bir mimar tarafından yaptırılmıştır. Aynı mimar 384 yılında Roma’da da bir köprü inşa etmiştir. Kitabe de yer alan ifadelere göre yapım dönemi konusunda I. Justinianus’un adının geçmesi, muhtemelen ilerleyen zamanda O’nun tarafından esaslı bir şekilde yaptırılan onarımdan kaynaklandığını göstermektedir.

Köprünün kimin tarafından yapıldığına dair ilk bilgi 1852-1853 yıllarında Adana’yı ziyaret eden Victor Langlois tarafından verilmektedir. Langlois, köprünün Hadrian tarafından yaptırıldığını belirtir. Hadrian’ın 120-135 yılları arasında Anadolu’yu dolaştığını çoğu yerde imar faaliyetinde bulunduğunu Adana’da da bu köprüyü yaptırdığını ifade eder. Langlois, Hadrian’ın adını taşıdığını belirttiği kitabenin 1841 yılında mevcut olduğunu da söyler. Ancak kitabe bugün kayıptır.

Abbasi halifelerinden Harun Reşid tarafından ek kısımların yapılması sonucu, köprünün kale ile birleştirildiği kaynaklarda yazmaktadır. Yine Abbasi halifelerinden Memun tarafından da onarılmıştır. 17. yüzyıla kadar başka bir onarım gördüğüne dair hiçbir yazılı veri yoktur.

Osmanlı döneminde köprü birkaç kez onarım geçirmiştir. Bu onarımlara ilişkin çeşitli kayıtlar bulunmaktadır. Bu kayıtların en eski tarihli olanı 1713 tarihli Sultan III. Ahmet zamanına ait olanıdır. III. Ahmet Adana Valisi Osman Paşa’ya bir ferman göndererek köprünün eskiyen kısımlarının onarımını emrettiği vesika Adana Şer’i Mahkeme Sicillerinde bulunmaktadır.

Bir başka onarım 1847’de, Sultan Abdülmecid döneminde yapılmıştır. Adana Etnografya Müzesi, envanter no 505 ve 506 kayıtlı onarım kitabesinde köprünün uzun süredir harap durumda bulunması nedeniyle tamir edildiğinin belirtilmektedir.

Sultan Abdülhamit zamanında ise köprüde Adana Valisi Osman Paşa tarafından bir onarım daha gerçekleştirilmiştir. Kitabesi Adana müzesinde Env. No: 2469 da kayıtlıdır. Kitabesinde şu ifadeler geçmektedir.

II, Abdülhamit zamanında köprünün durumunu ve tamirini anlatan bir de salname bulunmaktadır. Bu salname de şunlardan bahsedilir:

“Mezkûr Seyhan Nehrinin üzerinde 400 arştın tulünde 22 adet kemer üzerine mebni cesim ve metin ve muntazam-ı kargir bir köprü vardır. Bu köprü asar-ı atik-i nadireden olup murur-u zaman ile kaldırımları ve gözlerinin bazıları haraba yüz tutmuş olmasına ve hali ile terki revk görülmesine mebni bu kerre üzerine muntazam bir kaldırım tefriş ittûrülüp kenarındaki duvarları dahi balık sırtı, suretinde yaptırılarak insan ve hayvan düşüp telef olması gibi vukua-ı mütevaliyenin önü alınmış ve gözleri güzelce tamir olunmuştur”

Adana Efsaneleri

Adana merkezdeki Romalıların yaptırmış olduğu, halen mükemmel bir şekilde kalmış olan, kullanılan, halen ayakta duran Taşköprünün yapılışı ile ilgili Efsane’nin benzerleri İstanbul’daki Kız Kulesi, Mersin’deki Kız Kalesi, Adana Ayas’taki Kanuni Sultan Süleyman zamanında yapılmış olan gözetleme kulesi hakkındaki efsaneler ile büyük benzerlik gösterir.

Adana’nın adı Adunna devletinden gelmektedir.  İlkçağlarda kurulmuş olan bu devletin başkenti olan Adana’nın ismi de buradan gelir. Luviler, Hititler, Kizzuwatna, Pers, Makedon, Roma, Bizans, İslam, Memluk ve Osmanlı idarelerinde kalan Adana’nın sembolü olan ve Dünyanın hem ayakta kalan ve halen fiilen kullanılan en eski köprüsü olan taş köprünün bu günkü halinin Romalılar zamanında yapıldığı bilinmektedir.

Nitekim 1850’lerde Adana’yı ziyaret eden tarihçi Victor Langlois, bu köprünün Roma İmparatoru Hadrianus (M.S. 76 – 138) yapıldığını belirten ve Hadrıanus adına yazılmış kitabeyi okuduğunu ve bu 1841 yılında bu kitabeyi köprünün üzerinde gördüğünü yazmıştır. Bu gün için ortada olmayan bu kitabeye rağmen bu köprünün Romalılar tarafından yapıldığı kesine yakın bir gerçektir. Bu köprü Pozantı’dan İskenderun’a kadar giden Antik Roma yolu üzerinde ve Misis Köprüsü ile Adana’yı Halep yoluna kavuşturan menziller üzerindedir.

Taş Köprü Efsanesi

Adunna Kralı’nın güzeller güzeli bir kızı varmış. Bir gün bir kâhin gelip kızın bir yılan tarafından sokulup öldürüleceğini söylemiş. Bunun üzerine Kral kızını yılanlardan korumak için şehrin içinden akan Seyhan nehrinin içine bir ada yaptırıp orada yaşatmak ve böylece kızını yılanlardan korumak istemiş. Hemen kızı için nehrin içine bir ada, adanın içine de bir kule yaptırmış.

Kralın güzel kızı burada yaşamaya başlamış. Ancak kızına yiyecek götürüp getirenlerin sepetleri içine bir yılan girmiş ve kız meyveleri yerken yılan bu kızı sokup öldürmüş.

“Bunun üzerine Kral kızının hatırası adına taş köprüyü yaptırmış.  “Ve kızının anısı sonsuza kadar yaşasın diye yıkılsa da tekrar yapılması için köprünün ayaklarından birinin dibine bir hazine saklamış. Ve kim ki köprüyü tekrar onarmak isterse bu altınları kullansın ve yeniden onarmak için aynı yere yine hazine bıraksın diye vasiyet etmiş”

Kaynak Adana Köprüsü taştan... Efsane Kaynak: Edebiyat ve Sanat Akademisi
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku