Türk Dünyası’nın Coğrafyası – Özbekistan
Seyhun ve Ceyhun nehirleri arasında Orta Asya Medeniyeti’nin beşiği sayılan Özbekistan, İpek Yolu üzerinde en eski kentlerin kurulduğu bir ülkedir. 447.400 km2 yüzölçümü ile Kazakistan ve Türkmenistan’dan sonra gelen 3. büyük Türk cumhuriyetidir. Sovyetler Birliği döneminde nüfus yoğunluğu en fazla olan 5. cumhuriyetti.
Seyhun ve Ceyhun nehirleri arasında Orta Asya Medeniyeti’nin beşiği sayılan Özbekistan, İpek Yolu üzerinde en eski kentlerin kurulduğu bir ülkedir. 447.400 km2 yüzölçümü ile Kazakistan ve Türkmenistan’dan sonra gelen 3. büyük Türk cumhuriyetidir. Sovyetler Birliği döneminde nüfus yoğunluğu en fazla olan 5. cumhuriyetti.
Yüzey şekilleri: Ülkenin orta ve batı kesimini oluşturan üçte ikilik bölümünde çöl ve bozkırlarla kaplı düzlükler yer alır. Batıda yer alan Üst Yurt plâtosunda yer yer geçici akarsuların döküldüğü tuzlu bataklıklar görülür. Orta bölümde ise geniş ve çıplak olan Kızılkum çölü yer alır. Diğer bir fizyoğrafik birim, Aral gölüne dökülen Ceyhun nehrinin oluşturduğu delta sahasıdır.
Ülkenin doğu kesimine doğru Tanrı dağlarının batı uzantısını oluşturan engebeli ve dağlık sahaya geçilir. Bu dağlık alanlardan ülkeye hayat veren nehirler doğar. Örneğin Zerefşan nehri kıyısında Buhara ve Semerkant kurulmuştur. Özbekistan çöllerine ulaşan bazı küçük akarsular, önemli ölçüde buharlaşarak kumullar altında kaybolmaktadır.
İklimi: Büyük bir bölümü çöllerle kaplı Özbekistan’da da şiddetli karasal iklim hüküm sürmektedir. Yazlar uzun, sıcak ve yağışsız, ilkbahar serin ve yağışlı, sonbahar hafif donlu ve yağışlı; kışlar ise kısa sürmesine rağmen karlı ve soğuk geçmektedir. Haziran ortası ile Ağustos arasındaki dönemde ortalama sıcaklık 32oC dolayındadır ve yüksek sıcaklıklar 40oC’ye kadar çıkmaktadır. Semerkant’ta 315 mm. olan yıllık ortalama yağışın çoğu Mart ve Nisan aylarında düşmektedir. Kasım ile Şubat arasındaki dönem karla kaplı geçmekte ve sık sık kar fırtınaları olmaktadır. Sıcaklık ise -10oC’nin altındadır. Kışın dağlardan gelen fön rüzgârları hava sıcaklığını yükselterek bağıl nemi düşürmektedir. Fön rüzgârlarının estiği günlerde kar örtüsü hemen kalkmaktadır. Bu dağlarda yaşayan koyun çobanları, otların büyümesi ve kar örtüsünün kalkmasında etkili olan fön rüzgârının etkisini şöyle dile getirmektedir: “Karları eriten iki gün esen rüzgâr, iki haftalık güneşli günden daha iyidir.”
Nüfusu ve Yerleşmesi: Nüfusu 25 milyonu aşmıştır. Nüfusun %42’si kentlerde, %58’i kırsal alanlarda yaşamaktadır. Nüfusun üçte biri, Orta Asya’nın yoğun nüfuslu sahaları arasına giren Fergana Havzası’ndadır. Geriye kalan nüfus, dağlar arasındaki vadilerde ve alüvyal ovalarda yaşamaktadır.
Yıllık nüfus artış oranı %1,6 olan Özbekistan’da 15 yaşın altındaki nüfusun genel nüfusa oranı %37,5’dir. Ortalama ömür, erkeklerde 64, kadınlarda 70 yıldır. 6-14 yaş arasında eğitim zorunludur. Okuryazar nüfus oranı %97’dir.
Ülkenin önemli kentleri; Taşkent (2,1 milyon), Semerkant (404.000), Namangan (360.000), Andican (310.000), Buhara (250.000), Fergana (193.000) ve Hokant (176.000)’tır. Hokant, Buhara’dan sonra döneminde Orta Asya İslâm dünyasında 2. büyük merkez olmuştur.
Fergana vadisi: Kuzeyde Tanrı, güneyde Altay dağları arasında kalan geniş bir oluktur; 22.000 km2 alan kaplayan Fergana vadisinden Seyhun nehri geçmektedir. Bir vaha özelliğinde olan Fergana vadisi verimli toprakları, uygun iklim şartları sayesinde M.Ö. 2 yüzyıldan itibaren tarım ve yerleşmeye açılmış; İpek Yolu’nun geçtiği önemli bir saha olmuştur. Orta Asya’nın önde gelen pamuk, meyve ve ipek üretim merkezidir. 8 milyon kadar nüfusun yaşadığı Fergana vadisi Orta Asya’nın en kalabalık bölgesidir. Fergana vadisinde, aynı zamanda Oş (Kırgızistan), Celal Abad (Kırgızistan), Andican, Hokant başta olmak üzere çok sayıda önemli kent vardır. Ancak Ruslar, 1876’da bölgeyi işgal ederek tüm kentleri ele geçirmişlerdir.
Dünyada ve Orta Asya’da Tacikistan’dan sonra nüfusu hızla artan ülkeler arasında yer alan Özbekistan’da kırsal kesim ailelerinde çocuk sayısı 9-10’a kadar çıkmaktadır.
Ülkenin başkenti ve önemli şehirlerinden olan Taşkent, büyük bir yerleşim merkezidir (Sovyetler Birliği zamanında Moskova, St. Petersburg ve Kiev’den sonra nüfus yönünden 4. sıradaydı). Buradan Avrasya’nın her yerine kolaylıkla ulaşım sağlanır. 2000 yıllık tarihi olan Taşkent’te çok sayıda tarihî eser vardır. 1966’daki şiddetli depremden zarar gören kentte binlerce insan ölmüş, 300 bin kişi evsiz kalmıştır. Ruslar tarafından yeniden onarılan şehrin tarihî dokusunda önemli değişiklikler yapılmıştır. Kent, 15 ve 16. yüzyıllarda altın dönemini yaşamış ve birçoğu günümüze kadar ayakta kalan çok sayıda eser yapılmıştır. Taşkent’te seramik yapımı, mücevher işleme ve çeşitli el sanatları gelişmiştir.
İpek Yolu üzerindeki önemli tarihî kentler arasındaki Semerkant, M.Ö. 5. yüzyılda Zerefşah vadisinde 710 m. yükseklikteki bir yerde kurulmuştur. Kente; 6 ile 13. asırlar arasında Göktürkler, Araplar, Persler, Karahanlılar, ve Selçuklular ve Moğollar başta olmak üzere birçok toplumlar egemen olmuştur. 1370’te Timur, burayı başkent yapmıştır. Ünlü Uluğbey rasathanesi kurulmuştur. 18. asırda depremden büyük zarar gören kent, 1868’de Ruslar tarafından işgal edilmiştir. Kentte Türk-İslam medeniyetine ait çok sayıda tarihi eser bulunmaktadır.
Buhara, Semerkant’tan sonra önemli tarihi şehirler arasındadır. Burada özgün mimarîye sahip tarihî eserlerin çoğu hâlâ ayakta durmaktadır. 6. asırda önemli bir ticaret merkezi olan kent, 10. asırda da İslâm dünyasının en önemli merkezinden biri olmuştur. Kentte 10 bin öğrencinin eğitim gördüğü 100’den fazla medrese açılmış ve 300’den fazla cami yapılmıştır. İbni Sina, Firdevsi, Rudaki gibi ünlü bilginlerin yetiştiği kent, özellikle 10. asırda en önemli sanat ve bilim merkezi hâline gelmiştir. Su ihtiyacının giderilmesi amacıyla su sağlayan kanallar ve 100’ü aşkın havuz yapılmıştır. Suların kirlenmesi sonucu 19. yüzyılda baş gösteren kolera hastalığından dolayı çok sayıda insan ölmüştür. Bunun üzerine Bolşevikler, su sistemlerini onarmış ve havuzları drene etmişlerdir. Havuzlardan beslenen çok sayıda kuş da ortadan kaybolmuştur.
Medrese, saray ve çarşılara sahip kentteki eski eserlerin onarılması için büyük gayret sarf edilmektedir. Buhara, dünyanın kültürel mirasına sahip şehirleri arasındadır. 1997’de 2500. kuruluş yılını kutlayan Buhara, Orta Asya’nın dinî ve kültürel yönden âdeta kalbidir.
Hokant (nüfusu 176 bin), Özbekistan’ın önemli kentleri arasındadır. 18 ve 19. yüzyıldaki Hokant Hanlığı’nın başkenti olmuş. 35 medrese ve yüzlerce caminin yapıldığı kentte, 1918’de Özerk Türkistan’a bağlı Müslüman Eyalet Hükümeti kurulmuştur.
İpek Yolu üzerinde önemli bir kent olan Andican (nüfusu 350 bin), 15. asırda Fergana Devleti’nin başkenti olmuştur. 1902’de meydana gelen depremde kent büyük zarar görmüştür. Özbekistan’ın petrol üretim merkezi olan Andican geleneksel pazarların da kurulduğu bir sanayi kentidir.
Ekonomisi: Ülkenin ekonomisi önemli ölçüde tarıma dayanır. Kurak sahalarda sulama ve gübreleme yapılarak başta pamuk olmak üzere tahıl yetiştirilmektedir. Taşkent, Semerkant, Buhara ve Fergana vadisinde sanayi tesisleri kurulmuştur. Ancak Sovyetler Birliği’nin kurduğu bu tesislerden üretilen mallar, modern fabrikalarda üretilen sanayi ürünleri ile rekabet edecek teknolojiye sahip değildir. Ülkede önemli ölçüde pamuk üretilmektedir. Sovyetler Birliği’nin pamuk üretiminin üçte ikisi ve sebze ve meyvenin %60’ı bu ülkeden sağlanmaktaydı.
Ülkenin önemli diğer tarımsal ürünleri, meyve ve pirinçtir; özellikle Fergana havzasında ipek böceği beslenmekte ve buna bağlı olarak ipekli kumaşlar üretilmektedir. Ülke ihtiyacının ancak %30 kadarını karşılayan tahıl; yüksek sahalarda ve verimli olmayan ovalık alanlarda yetiştirilir. Ülkenin kurak olan batı kesiminde hayvancılık yapılır, burada yünleri çok kıymetli olan karakul koyunları beslenir.
Özbekistan yeraltı kaynakları yönünden zengindir. Dünyada 8. altın üreticisi ülkedir. Altın, Kızılkum çölünde arazi yüzeyinde açılan ocaklardan (açık işletme) çıkarılmaktadır. Burası dünyanın en büyük açık altın işletme bölgesidir. Diğer madenler; kömür, doğal gaz (Buhara civarında), petrol (Fergana Havzası, Buhara Bölgesi ve Karakalpakistan), uranyum ile diğer demirli olmayan ve nadir bulunan minerallerdir. Ülke elektriğini önemli ölçüde termik ve %15 kadarını da hidroelektrik santrallerden sağlamaktadır. Ülkenin %12’si ormanlarla kaplıdır; ancak kereste ihtiyacının önemli bir bölümü ithalâtla karşılanmaktadır.
Özbekistan’da son yıllarda Rus ve Orta Avrupa teknisyen ve işçilerinin çalıştığı işletmelerde Özbeklerin yer almasına özen gösterilmektedir.
Özbekistan elektrik, makine, inşaat malzemesi, gıda, petrol ve doğal gaz ithal etmektedir. Döviz sıkıntısı nedeniyle ithalât yapmada güçlük çekmektedir. Başlıca ihraç malları; pamuk, tekstil ürünleri ve demirli olmayan madenlerdir. Gelirinin büyük bir bölümünü altın ihracatından sağlamaktadır.
Ülkede özelleştirme çalışmaları henüz yeterince yapılamamaktadır. Yabancı sermayenin ülkeye girişi teşvik edilmektedir. Tarımda kolektifleştirme sistemi hâlâ devam etmektedir. Yeteri kadar yiyecek maddesi elde etmek için pamuk ekim sahalarının bir bölümü tahıl üretimine ayrılmaya başlanmıştır. Özbekistan, geliri düşük fakir ülkeler arasındadır. Kentlerde kişi başına düşen aylık gelir 50 doların altındadır.
1998 yılı itibariyle İthalâtı 4,1 milyar dolar, ihracatı ise 3,8 milyar dolardır. Alışverişini önemli ölçüde İtalya, Rusya ve Güney Kore ile yapmaktadır.
Özbekistan’dan pamuk, hurda bakır, alüminyum alaşımları, bakır katot, boya, külçe çinko almakta olan Türkiye, bu ülkeye buğday, şeker, motor, dikiş makinesi, ilâç, çay, otomobil ve bisküvi satmaktadır.